Blog

Safer Ayı Nedir?

safer ayı nedir

İslam takviminin ikinci ayı olan Safer ayı, Hicrî yılın Muharrem’den sonraki dilimini oluşturur. Müslüman toplumlarda bu aya dair farklı inançlar ve uygulamalar yer almıştır. Safer ayı hakkında halk arasında yayılan bazı yanlış inanışlar, bu dönemin zamanla “uğursuzluk ayı” gibi algılanmasına sebep olmuştur. Oysa Kur’ân-ı Kerim ve sahih hadislerde bu ayın herhangi bir olumsuzlukla anılmadığı açıkça görülür. Dolayısıyla Safer ayını anlamak için hem dinî metinlerdeki yerini hem de bu aya dair toplumda oluşmuş algıları doğru değerlendirmek gerekir.

Safer Ayının Takvimdeki Yeri

Hicrî takvimde yılın ikinci ayı olan Safer, Muharrem’den sonra ve Rebiülevvel ayından önce gelir. Safer ayı, bazı tarihî kaynaklara göre Arap toplumlarında savaşların başladığı ve yolculukların arttığı bir dönem olarak bilinirdi. Bu nedenle “boş kalma” anlamına gelen “safr” kökünden türeyen ayın ismi, şehirlerin boşaldığı veya savaş için sefere çıkıldığı dönemlere işaret eder. Ancak bu tarihî bilgi, ayın uğursuz olduğu anlamına gelmez.

Uğursuzluk İnancı Nereden Geliyor?

Safer ayına dair “uğursuzluk” inancı, İslam öncesi Arap toplumundan kalma batıl inançlardan biridir. Cahiliye döneminde bu ayda hastalıkların, ölümlerin ve musibetlerin arttığına inanılırdı. Bu anlayış zamanla bazı Müslüman toplumlara da sirayet etti. Oysa Peygamber Efendimiz (s.a.v.), bu tür inançları reddetmiş ve Safer ayına özel bir uğursuzluk yüklemenin doğru olmadığını açıkça ifade etmiştir. “Safer ayında uğursuzluk yoktur” hadisi bu yanlış anlayışı düzeltmek adına önemlidir. Diyanet İşleri Başkanlığı da bu inancı batıl olarak nitelendirir ve Safer ayında diğer aylardan farklı bir musibet ya da bela bulunmadığını vurgular.

Dini Kaynaklarda Safer Ayı

Kur’ân-ı Kerim’de Safer ayı ismen geçmez. Ancak bu ayda yapılacak ibadetler, tıpkı diğer aylarda olduğu gibi müminlerin niyetine bağlı olarak değerlidir. Hadislerde de Safer ayını özel olarak hedef alan bir olumsuzluk ya da yasak bulunmaz. Bilakis, Efendimiz (s.a.v.), batıl inançlara karşı çıkarak her ayın Allah katında eşit değerde olduğunu beyan etmiştir. Bu da Safer ayına dair oluşan olumsuz algının dinde bir dayanağı olmadığını gösterir.

Safer Ayında Yapılabilecek İbadetler Nelerdir?

Her hicri ayda olduğu gibi, Safer ayında da namaz, oruç, dua, istiğfar ve sadaka gibi ibadetlerle meşgul olmak müminin kalbini Allah’a yakınlaştırır. Safer ayında yapılması gereken özel bir ibadet şekli bulunmasa da bu ayı ihya etmek isteyen bir mümin, nafile ibadetlere yönelebilir. Özellikle pazartesi ve perşembe günleri oruç tutmak, gece ibadetlerini artırmak ve dua etmek, manevi olarak bu ayın bereketinden faydalanmaya vesile olur. Allah’a yönelmenin bir zaman sınırı olmadığı gibi Safer ayı da ibadet için engel teşkil etmez.

Bazı bölgelerde Safer ayının ilk çarşamba gecesi, “bela gecesi” olarak anılır. Bu geceyi ibadetle geçirmenin belalardan korunmaya vesile olacağına inanılır. Bu inanç, halk arasında yaygınlaşmış olsa da dini bir dayanağı bulunmaz. Yine Safer ayının son çarşamba günü “Safer duası” adı verilen bir uygulama ile anılır. Bazı kaynaklarda bu duanın meşru olmadığı hatta sahih hadislerde yer almadığı ifade edilir. Diyanet kaynaklarında bu tür uygulamalardan uzak durulması tavsiye edilir. Zira ibadetlerde ölçü, Kur’ân ve sünnettir.

Safer Ayı ve Peygamber Efendimiz

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Safer ayında bazı önemli olaylarla karşılaşmış, fakat bu olayları ayın uğursuzluğu ile ilişkilendirmemiştir. Bu olaylar arasında Uhud Gazvesi’nin bu aya rastlaması gibi rivayetler bulunsa da hadislerde bu olayların sebebine dair ay vurgusu yapılmaz. Efendimiz, her olayın Allah’ın takdiriyle gerçekleştiğini ifade ederek zamanla musibeti bağdaştırma düşüncesini kesin bir dille reddetmiştir. Bu yönüyle Safer ayı, sabır ve tevekkül ile değerlendirilmesi gereken bir zaman dilimidir.

Safer Ayında Dua ve Tesbih

Bazı kaynaklarda Safer ayında okunması tavsiye edilen dualar ve tesbihler yer alır. Bu dualar, genellikle halk arasında nesilden nesile aktarılan metinlerdir. Fakat bu duaların sahih kaynaklarla sabit olduğuna dair bir delil bulunmaz. Kişi, Safer ayında daima okuyabileceği Kur’ân ayetlerini, zikirleri ve salavatları ihlasla okuyabilir. Özellikle istiğfar ve salavat, her zaman olduğu gibi bu ayda da müminin gönlünü arındırır. Allah’a yönelen bir kalp için zaman değil, niyet önemlidir.

Safer Ayına Nasıl Bakmalıyız?

Müslüman, zamanları uğurlu ya da uğursuz olarak değil; Rabb’inin takdiriyle şekillenmiş fırsatlar olarak görmelidir. Her ay, her gün hatta her an ibadet için bir imkân barındırır. Safer ayını da bu anlayışla değerlendirmek gerekir. Batıl inançlardan uzak durarak ibadetle meşgul olmak ve kalbi Allah’a bağlamak, bu ayı anlamlandırmanın en doğru yoludur. Safer ayında musibetlere karşı korunmak isteyen her mümin, ibadet, dua ve sabırla Rabb’ine yönelir.

Safer Ayı, Fırsatların Ayıdır

Safer ayı, yanlış inançların gölgesinde değil; doğru bilgi ve ihlasla yaşanmalıdır. İslam’da hiçbir ay, kendi başına uğursuzluk taşımaz. Aksine her ay, kulun Allah’a yaklaşması için bir vesiledir. Safer ayı da tıpkı diğer aylar gibi ibadetle değer kazanır. Bu ayı ihya etmek isteyen her mümin, kalbini arındırarak, Rabb’ine yönelerek ve sünnet-i seniyyeye uyarak bu zamanı bereketlendirebilir. Zaman, Allah’ın mülküdür ve her an, O’na kulluk için bir fırsattır. Safer ayı da bu fırsatların bir halkasıdır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir