İslam dininde oruç, farz ve nafile olmak üzere iki ana kategoride değerlendirilir. Ramazan ayında tutulan oruçlar, farz oruç kapsamındadır ve niyet, bu ibadetin en önemli rükünlerinden biri kabul edilir. Çünkü ibadeti diğer günlük davranışlardan ayıran niyettir. Kalben yapılan bu yöneliş, orucun kabulü açısından temel şarttır. Bu nedenle oruca ne zaman niyet edilmesi gerektiği meselesi, fıkhî açıdan önemlidir.
Niyetin Önemi ve Anlamı
Oruç tutmak isteyen bir mü’min, sadece bedenini aç bırakmakla kalmaz; aynı zamanda kalbini ve niyetini de Allah’a yöneltir. Niyet, Arapça’da “kast” anlamına gelir ve ibadetlerde kalbin bir amaca yönelmesini ifade eder. Oruçta niyet, kişinin Allah rızası için oruç tuttuğunu bilerek ve isteyerek bu ibadete yönelmesi anlamına gelir. Niyetin geçerliliği için dil ile söylenmesi şart değildir, kalben oruç tutmaya azmetmek yeterlidir. Ancak dille ifade edilmesi de müstehaptır yani sevap kazandırıcı bir davranıştır.
Ramazan Orucuna Ne Zaman Niyet Edilir?
Ramazan orucu, her gün için ayrı ayrı niyet gerektirir. Ramazan orucuna, güneş batımından yani akşam vaktinden itibaren niyet edilebilir. Ancak sahur vaktinde yapılan niyet, daha faziletli kabul edilir. Sahura kalkmak, fiilî bir niyet sayılır. Yani kişi sahura kalkıp yemek yediğinde ya da su içtiğinde, bu davranışı oruç tutma niyetine delalet eder.
Diyanet İşleri Başkanlığı’na göre Ramazan orucuna niyet etmenin son vakti, imsak vaktidir. Yani oruç için niyet, en geç imsak vaktine kadar yapılmalıdır. Bu süreden sonra niyet etmek, orucun geçerliliği açısından yeterli değildir. Bu konuda Hz. Peygamber’in (s.a.v.) şu hadisi önem arz eder: “Kim imsaktan önce oruca niyet etmezse, onun orucu yoktur.” (Ebû Dâvûd, Savm, 17)
Nafile Oruçlarda Niyet Vakti
Nafile oruçlar, sevap kazanmak amacıyla Ramazan dışında tutulan oruçlardır. Pazartesi ve Perşembe günleri tutulan oruçlar, Zilhicce ayının ilk dokuz gününde tutulan oruçlar ya da Şevval ayı oruçları, nafile oruç kapsamındadır. Nafile oruçlarda niyet vakti daha esnektir. Öğle vaktine kadar yani günün yarısından önce niyet edilmesi hâlinde oruç geçerli olur. Ancak bu esneklik sadece nafile oruçlara özgüdür. Farz, vacip ya da kaza oruçlarında bu hüküm geçerli değildir.
Söz konusu esneklik, kişinin sabah kalktığında oruç tutmayı düşünmemiş olması fakat günün ilerleyen saatlerinde buna karar vermesi durumunda kolaylık sağlar. Ancak bu durumda, kişi o vakte kadar hiçbir şey yememiş, içmemiş ve orucu bozan herhangi bir fiilde bulunmamış olmalıdır. Niyetin bu tür oruçlarda öğleye kadar yapılabilmesi, Allah’ın kullarına tanıdığı rahmet ve kolaylık örneklerinden biridir.
Kaza ve Adak Oruçlarında Niyet Vakti
Farz oruç dışında kaza ve adak oruçları da belirli bir niyeti ve vakti gerektirir. Bu tür oruçlarda da niyetin imsak vaktinden önce yapılması gerekir. Kaza oruçları, geçmişte tutulamayan Ramazan oruçlarının telafisi olduğu için aynı hükümler geçerlidir. Adak oruçları ise kişinin Allah’a verdiği söze binaen tutulduğundan vakit konusunda daha dikkatli davranılması gerekir.
Özellikle bu tür oruçlara niyet ederken, “Bugün üzerime vacip olan kaza orucunu tutmaya niyet ettim” veya “Adadığım orucu yerine getirmek niyetiyle oruç tutuyorum” şeklinde bir yöneliş kalpten geçirilmelidir. Bu şekilde bir niyet, ibadetin bilinçli ve farkında olarak yapılmasını sağlar.
Niyetin Dil ile Yapılması Gerekli midir?
Niyet, esas itibarıyla kalp işi olduğu için dille yapılması şart değildir. Ancak dil ile niyet etmek, kalbin niyetini pekiştiren ve ibadete bir ciddiyet kazandıran bir eylemdir. Pek çok kişi, sahurda “Niyet ettim Allah rızası için yarınki Ramazan orucunu tutmaya” şeklinde niyet eder. Bu ifade, kişinin iradesini ibadete yönlendirdiğini gösterir. Aynı zamanda kalben yapılan niyeti dışa yansıtarak ibadete hazırlanmayı kolaylaştırır.
Niyetin dille yapılması, özellikle çocuklara orucun öğretilmesinde ve ibadet bilincinin geliştirilmesinde önemli bir fayda sağlar. Ancak kişinin niyeti kalben taşıması, ibadetin geçerliliği için yeterlidir.
Sahura Kalkmadan Oruç Tutulabilir mi?
Sahura kalkmak sünnettir ve oruç için manevi bir hazırlık anlamına gelir. Ancak kişi sahura kalkmamışsa ve imsaktan önce oruç tutmaya niyet etmişse orucu geçerli olur. Sahura kalkmamak, orucun geçerliliğine zarar vermez. Bu konuda bir hata, ihmalkârlık ya da mecburiyet durumu varsa oruç yine sahih olur. Fakat hem vücut sağlığı hem de ibadetin ruhuna uygunluk açısından sahura kalkılması tavsiye edilir.
Sahura kalkmadan oruç tutmak isteyen kişi, gece yatmadan önce niyet ederse bu niyet geçerli olur. Bu durum özellikle sabah uyanma imkânı olmayanlar veya vardiyalı çalışanlar için kolaylık sunar.
Oruç için niyet ederken bazen dil sürçmesi veya dalgınlık gibi sebeplerle yanlış ifadeler kullanılabilir. Ancak kalpteki niyet doğruysa dildeki hata ibadeti bozmaz. Örneğin kişi Ramazan orucuna niyet ederken “kaza orucu” demiş ve kalben Ramazan orucuna yönelmişse, bu niyet geçerlidir. Çünkü İslam fıkhında niyetin yeri kalptir. Dil, sadece bu niyeti açıklamaya yarayan bir araçtır.
Aynı şekilde kişi sahurda niyet etmeyi unuttu ancak sahura kalktıysa ve hiçbir şey yemeden oruç tuttuysa, kalbindeki yöneliş geçerli kabul edilir. Allah Teâlâ niyetlere göre amel eder ve kullarını kolaylıkla sorumlu tutar.